1. Belirlenen yol haritasına göre farklı kaynaklar ve araçlar kullanılabilir.
İddianın gerçek olup olmadığını teyit edip çözümledikten sonra sıra araştırma sürecine geliyor. İddia çözümleme sırasında türüne göre oluşturabildiğimiz yol haritası, bu araştırma sürecinde kullanılacak kaynakları ve araçları da belirliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’in Gazze’ye saldırısına dair bu iddiasını ele alalım. 8 Temmuz 2014’te İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik kara, hava ve deniz harekâtı düzenlemişti. Erdoğan da bu saldırı karşısında İslam ülkelerinin çoğunun “sustuğunu” iddia etmiş. Analizde “susma” eylemi siyasi aktörün gözünden değişik anlamlara gelebileceğinden, bu saldırılar karşısında Türkiye’nin tepkisi referans olarak kabul edildi. İslam ülkeleri de Müslüman nüfusun çoğunluğu oluşturduğu ülkeler olarak tanımlandı. Nitel bir iddia olduğu dikkate alınarak yöntem medya taraması olarak belirlendi.
Medya taramaları için kullanılabilecek başlıca araçlar arama motorlarıdır. Bu örnekte, Endonezya’nın İsrail’in Gazze’ye yönelik harekâtı hakkında verdiği tepki haber kaynaklarından, mesela BBC üzerinden aratılabilir. Google’ın belirli bir sitenin uzantısında arama özelliği kullanılarak, askeri harekatın gündem olduğu tarihlerde BBC’de bu konu hakkında çıkan haberler rahatlıkla bulunabiliyor. Sitede arama uygulaması özellikle site içi arama eklentilerinin verimli çalışmadığı resmî devlet sitelerinde oldukça yardımcı oluyor.
Daha özel konuları içeren iddialar için de kullanılabilecek araçlar çeşitlendirilebilir. Siyasetçilerin özellikle seçim kampanyalarında sıklıkla dile getirdikleri iddialardan biri mitinglerindeki kişi sayısıdır. Bu sayı büyütülerek kamuoyuna yönlendirici bir intiba verilmeye çalışır. Bu gibi iddialarda kullanılacak temel araçların başında Mapchecking geliyor. Bu araç yardımıyla, bazı ipuçları üzerinden bir mitingin ne kadar kalabalık olduğu hesaplanabilir.
Bu araç yardımıyla harita üzerinden Yenikapı miting alanına makul bir yoğunlukta tahmini olarak 650 bin civarında kişinin sığabileceği hesaplanabiliyor.
İddia kontrollerinde kullanılabilecek bir diğer araç ise Google Earth. Siyasi aktörlerin ormanlardaki değişimler ve yapılan inşaat yatırımlarının kentin bazı bölgelerini nasıl etkilediği konusunda geçmişle günümüzü karşılaştırmalarına sıkça rastlıyoruz. Google Earth uygulaması herhangi bir yerde zaman içinde meydana gelen değişimleri uydu görüntülerinden görebilmemizi sağlıyor. Bu özelliği, mekânlarda yaşanan değişikleri temel alan iddiaları kontrol ederken önemli bulgular elde etmemizi sağlıyor.
Özellikle muhalefet milletvekillerinin dikkat çektiği önemli konulardan biri otel ya da konut inşaatları nedeniyle sahil bölgesinde kıyının betonla doldurulması. Bu örnekte, Google Earth uygulaması aracılığıyla 2014-2018 arasında Rize sahilindeki bir otel inşaatında sahilin doldurulduğuna dair net bir kanıt elde edildi.
Siyasi aktörlerin iddialarının önemli bölümünü oluşturan niceliksel iddialarda ise araştırmanın en önemli kısmını göstergelerle ilgili güvenilir bir veri kaynağı bulmak oluşturur. Türkiye ile ilgili yapılan iddia kontrollerinde başlıca veri kaynağı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı ekonomi göstergeleri açısından geniş bir veri havuzu sunuyor. Bunun dışında bakanlıkların kendi internet sitelerinde açık olarak yayınladıkları istatistikler ve faaliyet raporları da önemli referans kaynakları. Uluslararası bazda karşılaştırmalar içeren iddialarda ise Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası (World Bank), Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) ve Birleşmiş Milletler başlıca referans kaynakları olarak öne çıkıyor. Bu referans kaynaklarının dışında, daha spesifik konularda göstergeler söz konusu olduğunda çeşitli uzmanlık alanlarına göre veri toplayan birçok üniversite, araştırma merkezi, sivil toplum kuruluşu ve girişim bulunuyor.
2. Kaynakların güvenilirliği ve hiyerarşisi gözetilmelidir.
İnternet ortamında iddia kontrolü için kullanılabilecek sayısız kaynak var ve bu kaynaklar gittikçe artıyor. Fakat kaynakların güvenilirliği konusunda da böylesine olumlu bir eğilimden bahsetmek mümkün değil. Her nicel veri tutarlı ve bilimsel bir prosedüre dayalı bir yöntemle toplanmıyor. Nitel veriler de bazen çarpıtılmış ya da yanlış içeriği kamusallaştırmış olabiliyor. Bu nedenle, kaynakların güvenilirliğinin kontrolü de iddia kontrolünün aşamalarından biri.
Nicel veri kaynaklarında veriyi toplayan kurumun prestiji ve ilgili göstergede veri toplamadaki sürekliliği önemli bir kriter. Bunun yanında, veri toplama prosedürü ve kapsamı da iddia kontrolünde ibreyi değiştirecek nitelikte ayrıntılar. Bu kriterleri dikkate aldığımızda belli başlı uluslararası kuruluşların ve ulusal devlet kurumlarının verileri (her ne kadar bazı göstergelerde soru işareti yaratsa da) güvenilirlik hiyerarşisinin en başında geliyor. Bu kurumların verilerine ek olarak, araştırma merkezlerinin ürettiği veriler de güvenilir olarak kabul edilebilir.
Uluslararası kurumlar, devlet kurumları ve akademi dışında üretilen bütün verilerin veri toplama prosedürüne özel önem atfedilmesi, güvenilirlik kontrolü yaptıktan sonra kullanılması gerekir.
Bu hiyerarşinin en alt katmanında ise medya yer alıyor. Nitekim siyasi aktörlerin iddialarındaki motivasyon ülkedeki siyasi kamplar üzerinden şekilleniyor. Bu siyasi ayrışmanın, dünyanın her yerinde ama özellikle de Türkiye’de medya alanında olukça fazla hissedilmesi, medyanın güvenilirlik açısından daha dezavantajlı olmasına yol açıyor. Bu nedenle medyadaki haberlerden elde edilen kanıtların diğer kaynaklardan da doğrulanması, bunun mümkün olmadığı durumlarda da farklı siyasi kamplardan medya organları birlikte incelenerek bir kontrol yapılması güvenilirlik açısından zaruri. Eğer bu genel hiyerarşinin dışında kalan bazı göstergelere dair verilerin tartışmalı olduğu hususunda kamuoyunda bir konsensüs oluştuysa, bu tartışmalı boyut kaynağa bakılmaksızın iddia kontrolüne dahil edilmeli.