Haberde kadına yönelik cinsiyetçi söylemi irdelerken örneklerde sıklıkla rastladığımız bazı ifadelere göz atarak neden bunları kullanmadan önce düşünmemiz ve hassasiyet göstermemiz gerektiğine bakalım.
Adam/adamı: Bu sözcük ya da eklerin kullanımı kadınları görünmez kılıp, iktidarda erkek olduğu vurgusu yapabilir. Bu sözcüklere alternatif olarak kişi, insan, erkek kullanılabilir. Örneğin, “devlet adamı” yerine “politikacı”, “yönetici” veya “lider”; “bilim adamı” yerine “akademisyen” ve “adam gibi” ifadesi yerine “doğru düzgün.”
Anne: İfade habere ne katıyor, kullanılması gerekli mi yoksa kutsal varsayılan rolleri vurgulamak gibi bir amaç mı güdüyor? Haberin bağlamını düşünerek, kullanılacak kelimeyi hassasiyetle seçmek gerek. Her klişe için geçerli olduğu gibi “cani anne”, “anne vahşeti”, “canavar anne” ve “zalim anne” gibi klişeleri de gelişi güzel kullanmamalıyız.
Bayan: “Bay” ve “bayan” bir hitap şekli, “kadın” ve “erkek” ise cinsiyet tanımı. “Bayan” kullanıldığı durumda, karşı cinsi betimlemek için hangi kelime kullanılmış? “Bay” mı “erkek” mi? “Bayan” kullanımı gerçekten nezaket gereği mi yoksa “kadın” kelimesinin ayıp ve uygunsuz olduğu mu düşünülüyor? Bu tartışmanın içine girince görülen o ki “kadın” yerine kibarlık olsun diye “bayan” kelimesini kullandığını söyleyenler aslında “bayan” diyerek kadını cinsel kimliğinden uzak tutmakta ve sonuçta da erkek egemen zihniyeti dile yansıtmaktalar.
Cinnet geçirme: Bu hâl akıl sağlığı sorunu ile alakalı olarak gelişebilir ancak bunun tanım ve teşhisi uzmanlar tarafından yapılmalıdır. Ayrıca şiddet olaylarında “cinnet geçirme” (bazen de alkol almak ve öfkeli olmak) daha ziyade “baba” ve “koca” konumundaki kişilerle bağlantılı bir aklama vesilesi olarak kullanılmakta olduğundan bu ifadeye karşı hassas olmak gerekir.
Dekolte: Haberlerde kadınlara yönelik olarak “dekoltesi yürek hoplattı”, “cesur dekolte” gibi klişeler erkek egemen dilin söylemleri.
Eş: Bu kelime özellikle cinayet ve şiddet vakalarında karşımıza sıklıkla çıkıyor. Mağdurun kadın olduğunu adeta gizler biçimdeyse kullanmamak gerekir. Yoksa eş sözcüğü “eşitlik”ten geliyor ve kadın hakları savunucularının tercih ettikleri bir kelime.
Hanım: Hanım kelimesi de “bayan” gibi bir unvandır. Bu kelimeyi kullanırken de “bayan” kelimesi ile ilgili hassasiyetleri gözetmek gerekir.
Kadın: Haberlerde “kadın” vurgusu yapıldığında bu genelde kadın-erkek eşitsizliğine katkı yapar: “Kadın şoför”, “kadın gaspçı”, “kadın kebap ustası”, “kadın polis”, “kadın yazar” örneklerinde olduğu gibi. Hatta “Çantasını vermeyen kadını öldürecekti” haberindeki “kadın” sözcüğü bile habercileri alarma geçirmeli zira haberde “kadın” kelimesinin olduğu yerde maalesef çoğunlukla sorunlu bir alan da bulunuyor. Örneklerimiz arasında yer alan “Bazı kadınlar kaşınıyor” haberinde de benzer sorunlar vardı. “Kadın” sözcüğünün sorunsuz kullanımına istisna olarak spor haberlerinde “erkek takımları” gibi “kadın takımları” denmesini gösterebiliriz. Tabii burada da bağlama dikkat etmek gerekir. “Kadın” tanımlaması negatif bir vurgu yapmak için kullanılmamalı.
Koca: Şiddet ve cinayet haberlerinde sıklıkla kadınlar kocalarını öldürdüğü zaman “koca katili kadın” gibi kalıplarla kullanılıyor. Benzer durumda “karı katili” ifadesi kullanılır mıydı?
Kız: Bu sözcük, zihnimizde ve dilimizde “kadın”dan ayrı anlamlar yüklenen bir kelime. Karşılığı “oğlan.” Ancak kız ve kadın nüanslarına vurgu yapıldığında namus ve bekâret üzerinden, kadın ve bedeni üzerinden toplumsal denetim sağlama amacı taşıyor. Bunun yanı sıra Türkiye’de ya da dünyada kadınlar bazen kendi aralarında konuşurken birbirine “kız” ya da “kızlar” diye hitap ediyorlar. Ancak bırakalım bunu kadınlar birbirine yapsın. Haber yazıcı olarak cinsiyetçi olma ihtimali bulunan kelimeleri kullanırken hassas davranmak gerekir.
Yuva yıkan kadın: Konusu aldatma ile ilgili haberlerde çoğunlukla bir “yuva yıkan kadın” var değil mi? Peki “yuva yıkan erkek” var mı? Ayrıca bu haberlerde erkek “evli” kadın da “bekâr” olur ve buna rağmen yuvayı yıkan bekâr kadındır. Bu ifade gazetecinin uzak durması gereken bir kalıp yargı.
Yasak aşk/gayrı meşru ilişki: İçinde “yasak aşk” ifadesi geçen haberlere dikkat edince çoğuna bir cinayetin de eşlik ettiği görülebilir. Bu cinayetlerde kurbanın çoğunlukla ilişkisi olan “evli erkek” tarafından öldürülen, “yasak aşk yaşayan” kadın olduğunu görüyoruz. Bu gibi kalıp yargılar cinayeti meşru kılan bir anlayışı besleyebilir; kullanmaktan kaçınmalıyız.