Haberde ırkçı, etnik ve dini ayrımcılık söylemini irdelerken örneklerde sıklıkla rastladığımız bazı ifadelere göz atarak neden bunları kullanmadan önce düşünmemiz ve hassasiyet göstermemiz gerektiğine bakalım.
Gâvur: Türkçe’de Müslüman olmayanlara (genellikle Hıristiyanlara) karşı negatif anlam yüklemesiyle kullanılan bir kelime; bir çeşit hakaret. Haber dilinde kullanılmaması gerekir.
Hıristiyan/Müslüman: Dinî aidiyetin belirtilmesi ancak haberle direk bağlantısı olduğu zaman uygun olacaktır. Bunun tersi durumlarda yapılan vurgular saygısızlık, hoşgörüsüzlük, anlayışsızlık olarak nitelenebilir.
Kürt: Etnik köken belirten bir kelime. Haber konusuyla bağlantısı varsa kullanılabilir ancak ayrımcı bağlamda olmaması gerekir. Örneğin, “Kürt çocuk simit çaldı” dersek Kürt çocuklarına karşı önyargılar beslenmesine katkıda bulunabiliriz. Aynı cümlede “Kürt” kelimesinin yerine başka bir etnik köken ifadesini koyalım, mesela, “Türk.” Kullanır mıydık?
Musevi (bkz. “Yahudi”): Bir dinin mensuplarından söz ederken “Musevi” etnik kimlikten söz ederken “Yahudi” sözcüğü tercih edilmelidir. Her Yahudi inançlı bir Musevi olmayabilir. Aynı şekilde her Musevi de Yahudi olmayabilir.
Nazi zihniyeti: Nazizmi (diğer adıyla nasyonal sosyalizmi) dünya görüşü haline getirmiş ırkçılığa dayalı zihniyet. Hitler Almanyası’nda hâkim olan, Almanları “üstün Aryan ırkı” olarak gören, Yahudilerden nefret eden, dünyanın Yahudilerden temizlenmesi gerektiğine inanan, ırkçı, faşist anlayış.
Roman: Geçmişte göçebe olarak yaşamış ve kendilerine ait yaşam tarzlarıyla bulundukları toplumdan ayrışan bu halkı aşağılayıcı, suçlayıcı, hakaret edici bir dil kullanmamalıyız. Farklı gruplar kendilerini Roman ya da Çingene olarak tanımlayabiliyor.
Rum: Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kişiler için kullanılan Rum sözcüğünü, bir halka yönelik olarak genelleyici ve suçlayıcı biçimde kullanmamalı; bazı haberlerde rastladığımız, “Azgın Rum” gibi hakaret içeren genelleştirici ifadelerden kaçınılmalıyız.
Soykırım/”Sözde”: Soykırım Türkiye’de tartışma yaratan konu 1915 olaylarının Ermenilere yönelik bir soykırım olarak tanımlanıp tanımlanamayacağıdır. 1915’i soykırım olarak tanımlayan bilim insanları olmakla birlikte çeşitli sebeplerle bu ifade yerine kırım, katliam gibi tanımları kullananlar da mevcuttur. Haberciler ise “soykırım” sözcüğü ile “sözde” sözcüğünü birlikte kullanmayı adet haline getirmiş durumdalar. Böylece, soykırım ifadesinin içi boşaltılmakta, bu konuda yapılan tartışmalar değersiz kılınmakta ve böyle yaparak yansız bir tavır alınmış sanılmaktadır. Oysa bu sözcük basbayağı taraf almaktır ve gazeteciliğin özüne aykırıdır. “Sözde” sözcüğü, bir tarafın benimsemediği her türlü siyasi tez ve olguya ilişkin olarak da kullanılabilmektedir (“sözde Kürt devleti”). “Sözde” sözcüğünün böylesi kullanımları, bazı tez ve olguları dile getirenleri ötekileştirdiği, onların görüşleri ile alay ettiği ve küçümsediği için haber dilinde yeri yoktur.
Yahudi: Yahudi kültüründen söz edildiğinde pozitif anlam içeren bu sözcük, negatif anlam içerecek biçimde kullanıldığında ayrımcı olur.