Neden sorunlu?
Bu haber, ayrımcılık yapmanın ötesinde açık bir nefret söylemi örneği olarak görülmeli. Dahası habere konu olan “8. Sınıfların ders kitabı”nda misyonerlerin ve Ermenilerin “Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik tehdit” olarak gösterilmesi, burada konumuz olan ayrımcılığın henüz ders sıralarındaki çocuklara ne biçimde öğretildiğinin kanıtlarından yalnızca biri.
Haber farklı gruplara karşı nefret söylemi içeriyor.
Öncelikle CHP’yi hedef alarak, bu siyasi partinin “Müslümanlar”a yönelik hiçbir projesinin olmadığını iddia ederek partiyi hedef gösteriyor. Ayrıca, bir önceki haber örneğinde de görüldüğü gibi bu siyasi partiyi “marjinal”, “zararlı”, “tehdit” olarak yaftaladığı Ermeniler ve misyonerler ile ilişkilendirerek, haberi yapanın ideolojisini açıkça ortaya koyuyor.
Her ne kadar haber temelde CHP’yi hedef alsa da, haberde Ermeniler ve misyonerlere yönelik “Türkiye’ye yönelik tehdit” vurgusu haklı görülerek, CHP’nin ders kitabıyla ilgili soru önergesi eleştiriliyor. Haberin ne yaparak Ermenilere ve misyonerlere yönelik nefret söylemi ürettiğine dair analizi yaparken, Hrant Dink Vakfı’nın yıllardır özveriyle yürüttüğü “Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi” projesinin “nefretsoylemi.org” adlı internet sitesinden yararlanalım:
“M. Emin Özkul imzalı haber, 8. sınıfların ders kitabında ulusal güvenliğine yönelik tehditler arasında misyoner ve Ermenilerin gösterilmesi ile ilgili CHP’nin soruşturma açılmasını istemini konu ediniyor. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu tarafından verilen ‘8. sınıf ders kitabında, öğrencilerde, Ermeniler, Hıristiyanlar, Süryaniler, yabancılar ve azınlıklara yönelik düşmanlık duygusu uyandıracak ifadelerin bulunduğu’ ve bu durumun öğrencilerin gelişim psikolojisine uygun olup olmadığının sorulduğu önerge, (…) haber başlığında ‘CHP’nin misyoner aşkı’ olarak veriliyor.”
“Haber içeriğinde 6 kere ‘Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik tehditler arasında misyoner ve Ermenilerin yer alması’ ifadesi ve aynı yine aynı haber içeriğinde ‘ders kitabında Ermenilerin yabancı emellere alet olup kışkırtılanlar, vatanı bölmek isteyenler, Türklere ve Müslümanlara saldıran ve katledenler, hatta bu emellerine ulaşmak için soykırım yalanı uyduranlar’ ifadesi 2 kere kullanılarak Ermeniler ve misyonerler düşman konumuna yerleştiriliyor, hedef gösteriliyor.”
Nasıl olabilirdi?
Haber pek çok açıdan sorunlarla dolu. Bu haberde yapılması gereken ilköğretim ders kitaplarında Anadolu’nun kadim halklarından olan Ermeniler ve hemen her dinde olduğu gibi, dinlerini yaymak amacıyla çalışmalar yürüten (ve Malatya’da olduğu gibi sürekli olarak tehditlere ve saldırılara maruz kalan) misyonerlere yönelik “tehdit” ve benzeri ifadelerin kullanılmasını eleştirmek olurdu.