Neden sorunlu?
Türkiye folklorunda definecilik her zaman ilgi çeken bir konu olagelmiştir. Define avcılığı, Türkiye’nin çok eskilere giden bir dizi kültürün yaşadığı topraklar üzerinde bulunması ve buralarda zengin tarihi eserlerin, değer biçilmez zenginliklerin yer almasından kaynaklanıyor büyük olasılıkla.
“Define” kelimesini görünce, birdenbire büyük bir servetin sahibi olma hayali zihinlerde dolaşır. İşte bu açıdan baktığımızda haber büyük bir ilgiyle okunacaktır kuşkusuz. Ancak burada haber, bir define haberi olmaktan çıkıp engelli bir insanın başına gelenlerin öyküsü haline sokulmuş.
Haberde Mehmet Kuyumcuoğlu’dan söz edilirken hep “duyma ve konuşma engelli” ya da “engelli vatandaş” ifadeleri kullanılıyor. Bu ifadeler, bir yandan engellilerin hiç hoşlanmadığı bir acıma duygusunu harekete geçirirken, bir yandan da aslı astarı bulunmadığı ima edilen define iddiasının arkasında “duyma ve konuşma engelli” bir kişinin bulunduğu söylenerek adeta bu kişiye karşı bir güvensizlik duygusu yaratılıyor.
“Engelli gence define dayağı” denerek engelli bir kişi okuyucuya acındırılıyor, böylece kötü haberciliğin üstü örtülmeye çalışılıyor; engellilik hâli kötüye kullanılıyor.
Nasıl olabilirdi?
Bu haber daha ilk okuyuşta eksiklerle dolu. Bir olayı haber yapan temel ögelerden bazılarına hiç değinilmemiş bile.
Kuyumcuoğlu’nun define buldu diye neden savcılıkta ifadesine başvurulduğunu bilmiyoruz örneğin. Kuyumcuoğlu ile konuşulmadığı gibi, bulunduğu iddia edilen definenin de ne olduğundan haberimiz yok. Polisin Kuyumcuoğlu’na saldıranlar karşısında ne yaptığını da bilmiyoruz.
Kısacası, zaten yeniden yazılması ve tamamlanması gereken bir haber var karşımızda. Bu yapıldığında ve öykü tamamlandığında muhtemelen Kuyumcuoğlu’nun engelli bir kişi olup olmadığı da ikinci planda kalacak, öykü öne çıkacaktır. Böylece kişinin engelli olduğunu yazmaya gerek bile kalmayacaktır.