Podcast, belirli bir konu ya da konsepte sahip, internetten indirilerek online ya da offline olarak dilediğiniz zaman dinleyebileceğiniz, abone olduğunuz yayının yeni bölümlerinden anında haberdar olabildiğiniz, ses kayıtlarından oluşan bir format. On yılı aşkın süredir dünyada ve Avrupa’da kendi pazarını ve gelir modelini oluşturan podcastler, Türkiye’de yeni yeni gündeme gelmeye ve gelişmeye başlıyor.
Podcasti öne çıkaran en önemli özelliği hayatımıza entegre oluş biçimi. Aktif ya da pasif dinlemeler sayesinde podcast gününüzün her anına uygun bir eylem halini alabiliyor. Örneğin, bir bilgi edinmek için herhangi bir program üzerinde dikkatinizi yoğunlaştırarak “aktif” bir dinleme yapabilirsiniz. Ama aynı zamanda spor yaparken, duş alırken, yürürken ya da başka herhangi bir aktivite ile meşgulken arka fonda çalabilir, bir başka değişle tüm dikkatinizle podcaste odaklanmadan “pasif” bir şekilde de dinleyebilirsiniz.
Podcast dinlerken herhangi bir ekrana odaklanmanız ve izlemeniz gerekmiyor. Toplu taşımada bir yere giderken ya da yürürken programınızı açıp dinlemeye başlayabilirsiniz. Özellikle İstanbul gibi kalabalık şehirlerde hem ulaşıma harcanan zamanın verimli geçmesini sağlayarak, hem de bu kaosta kolay tüketme ihtiyacı sunduğu için podcastlerin adeta bir hayat kurtarıcı rolü olduğunu söylememiz mümkün.
Bir diğer avantajı ise düşük maliyet. Podcast hem veri olarak büyük MB ya da GB’lara mal olmuyor, hem de program dinlemek için herhangi bir ücret talep etmiyor. Dinleyiciler kadar podcast programı hazırlayanlar için de düşük maliyetli olması, büyük masraflara girmeden bu kadar büyük bir etki alanına hitap edebilmesi oldukça sevilen bir şey.
Podcast rekabete çok açık olması sebebiyle üreticiler için kısa zamanda çok fazla kitleye hitap etme şansı doğuruyor. 200 bin aktif podcast varken, bunun karşılığında 19 milyon aktif blog ve 1 milyar aktif YouTube kullanıcısı var. 200 bin podcastin dinleyicisinin sayısı, milyonluk mecraların dinleyici sayısıyla eşitlenene ve kendi gelir modelini oluşturana kadar oldukça uzun bir süre olduğundan, podcast mecrası aynı zamanda üreticiler için oldukça önemli bir alan değerinde.
Podcast üretmek için herhangi bir yere seyahat etmenize, stüdyoya gitmenize ya da bir mekân kiralamanıza gerek yok. Sadece görece sessiz bir alan oluşturup yayınlarınızı kaydedebilir ve podcast dünyasına oldukça profesyonel bir adım atabilirsiniz.
Podcast aynı zamanda fırsatların dünyası olarak da bilinen bir mecra. Var olduğu platformların algoritmaları sayesinde, podcastinizin kalitesine ve gördüğü ilgiye de bağlı olarak, yayınınızın konusu neyse onunla ilgilenen insanların önüne kolayca çıkabiliyor. Buna karşın insanlar tarafından keşfedilirken elbette ki markaların da ilgisini çekmeniz işten bile değil. Örneğin bir teknoloji yayını yapıyorsanız bir mikrofon markası size ulaşıp ekipmanınıza sponsor olmak isteyebilir, ya da bir telefon markası size yeni modeller yollayarak bunları anlatan yayınlar yapmanızı isteyebilir. Böylece reklam dünyasına da adım atmış oluyorsunuz.