Radyo ve podcast arasında minör farklar var ancak en temel fark radyonun canlı olması, podcastin ise istediğiniz zaman istediğiniz yerde dinlemeye imkân vermesi. İkinci fark ise radyo bir denetim mekanizmasına tabi tutulurken, podcast mecraları herhangi bir kurum ve erk tarafından denetim mekanizmasına tabi tutulmuyor. İşte tam da bu yüzden podcast özgür bir ortam olarak anılıyor.
Podcast ayrıca bir haber kaynağı olmanın çok ötesinde bir güce sahip. Örneğin İngiltere’deki Brexit meselesine değinen herhangi bir yurttaş ya da analizcinin podcastine ulaşıp çok basit bir şekilde İngiltere’nin kültürü ya da Brexit sürecinde olup bitenler hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Çok farklı kültürlerden çok farklı insanlara ulaşmanın yegâne yolu podcasttir.
İyi bir podcast üreticisi olabilmek için bir denkleme ihtiyaç duyacaksınız. Bu, iyi bir akış, fark yaratabilmek, bir değer üretebilmek, sesi iyi kullanmak ve montaj yapabilmek.
- İyi bir akış yaratabilmek: Önce planlama
İyi bir akış yaratabilmek için konunun gidişatını iyi planlamanız gerekir. Tamamen olmasa bile önünüzde en azından konu başlıkları bulunmalıdır. Ancak bir önemli noktayı belirtmek gerekirse, yayınızın tamamını önceden yazdığınız bir metinden okumamanız lâzım. Eğer konuştuğunuz konuya hâkim değilseniz, içselleştirmediyseniz ve tamamını kâğıttan okursanız karşı taraf bunu anlayacak ve robotikleşen ses tonunuzu dinlemeyi tercih etmeyecektir. Ayrıca konuya hâkim olmamak sürekli olarak takılmalara yol açacak ve yayın sonrasında editleme kısmında işinizi daha da zorlaştıracaktır. Çok editlenen bir yayının ise doğallığının bozulma ihtimali her zaman mevcuttur.
- Fark yaratabilmek: Niş içerik fikri bulun
“İnsanlar sizi neden dinlemeli?” diye sık sık kendimize sormalı ve bunun cevabını vermeliyiz. Örneğin; Medyapod Podcast ağında yayınlanan “Tali Sinema” isimli programı neden dinlemelisiniz? Çünkü programda insanlar tarafından henüz keşfedilmemiş ya da IMDB’de verilen düşük puanlar nedeniyle önyargıyla yaklaşılan ve izlenmeyen filmler izlenilip yorumlanıyor. Bu sinema programını diğerlerinden ayıran en büyük fark ise anaakımın dışında kalması. Sizin de programınız “Tali Sinema” gibi bir dinleme sebebine sahip olmalı ve insanları kendine çekmeyi başarabilmeli. Niş içerik fikirleriyle kitlenizi bir arada tutabilirsiniz.
- Üslubunuza dikkat edin: Samimiyet, laubalilik değildir
Yayın sırasında, özellikle yeni bir program hazırlıyorsanız ve dinleyici ile aranızda henüz samimiyete dönüşmemiş bir ilişki varsa, gereksiz esprilerden uzak durmalı ve dinleyiciyi kendinizden soğutmamalısınız. Eğer uzun süreli bir yayınınız varsa, dinleyici sizinle bir bağ kurmuşsa ve programınızı her hafta bekliyorsa zaten sizinle bir dostluk geliştirmiştir; yapabileceğiniz çoğu hata ve hatta saçmalığa rağmen sizi itici bulmaz ve dinlemeye devam eder.
- Dinleyicinin dikkatini yüksek tutabilmek: Uzun programlardan kaçının
Podcastin süresi ile ilgili dünyadaki verilere baktığımızda ortalama sürenin 15-25 dakika olduğunu görüyoruz. Çabuk ve kolay tüketilen bir içerik türü olduğu için de insanların çok fazla vaktini vermek istemediği, dolayısıyla da en kısa sürede en çok şeyin anlatılması gereken bir format. Bu yüzden programlarınızın süresini olabildiğince kısa tutmanız ya da en azından 20 dakikayı geçirmemeniz insanların yayınızı tek bir seferde bitirebilmesi ya da sıkılmaması açısından yararlı olacaktır.
- Akılda yer etmek: Podcastinizin ismini iyi düşünün
Programlarınıza akılda kalıcı ve insanların programınızı başkasına anlatırken “adı neydi unuttum” demeyeceği, eğer mümkünse Türkçe kelimelerden oluşan bir isim bulmalısınız. Eğer programınızı kendi isminizle yapmayı düşünürseniz, insanların sizi ne kadar tanıdığı ve isminizin marka değerini iyi hesaplamalısınız. İçeriğinize uygun bir isim bulmanın dışında, SEO çalışmasına da uygun bir isim bulmanız gerekir ki eğer podcastlerinizi bir web sitesinde barındırmak istediğinizde SEO çalışmalarını nitelikli bir şekilde yapabilesiniz.
- Yayındaki sesiniz en önemli aracınız
Podcast yayınınızın ilk 3-4 dakikası çok önemlidir. Sizi ilk defa dinleyen birisi, konunun ne olduğundan çok anlatımınıza ve dinleyiciyle ne tür bir bağ kurabildiğinize dikkat eder. Eğer o süre zarfında dinleyicinizi yayında tutmayı başarırsanız, çok büyük ihtimalle tüm yayını dinleyecektir. Aksi takdirde 2. dakikada kaybettiğiniz bir dinleyicinin bir daha sizin programınızı açma olasılığı oldukça düşüktür.
Programınızı yaparken zinde olmanız önem taşıyor çünkü yorgun ve uykusuz bir anınızda yaptığınız yayındaki düşük ses tonunuz siz farkında olmasanız bile karşıdaki insanı doğrudan etkileyip, dinleyicinin de ruh halinde düşüşler yaratabilir. Podcast, karşınızdaki insanla birebir iletişim kurduğunuz bir format. Diğer bir tanımlama ile insanların kulağının içindesiniz, canlı ve durgun hallerinizin bile sizi dinleyenlerin duygularını olumlu ya da olumsuz olarak etkilemesi kaçınılmazdır.
- Montaj: Çoğu zarar, azı karar
Montaj aşamasında sesinizin iniş ve çıkışlarını çok iyi ayarlamanız gerekir. Ses yüksekliği ve efektler her zaman insanın dikkatini dağıtmayacak bir şekilde yapılmalı ve kaydın orijinalliğini kaybetmemesine özen gösterilmelidir. Örneğin ses bir düzeyde ilerlerken birdenbire biraz daha kısılır ya da artarsa bu dinleyicinin dikkatini dağıtacak ve yayından koparacaktır. Gündelik hayatımızda konuşurken her cümleye başladığımızda nefes alıp sonrasında başlarız. Mikrofona konuştuğumuz o yakın pozisyonda bu nefesin sesi net olarak duyulduğundan, montajda bu sesleri de titizce temizlemek gerekebilir.
Yayın esnasında cümleden cümleye geçişte ya da konuşma sırasında uzun boşluklardan kaçınmalı ve bunlara montajda müdahale edilmelidir. Gereksiz olan her yer atılmalı, insanların dikkatini dağıtabilecek ufak şeyler ortadan kaldırılmalıdır.
- Zamanlama ve dağıtım: Paylaşım saatlerini özenle seçin
Özellikle büyük metropollerde, insanlar gün içerisinde 2-3 saatini trafik ve yolda harcıyor. Bu sebeple podcast tüketmek için insanların değerlendirebileceği en avantajlı zaman dilimlerinden birinin bu boş anlar olduğu aşikâr. Sabahları işe giderken, öğle yemeği saatleri, akşam iş dönüşü ve gece yatmadan önce telefonlara son kez bakıldığı an, programınızın yayına girmesi ve takip edilmesi için en kıymetli zaman dilimleri. İçeriklerinizi bu zaman dilimlerinde paylaşılması için ileriye dönük zamanlama ayarı yapmak için Hootsuite ve Buffer gibi programları kullanabilirsiniz.
Podcastin en önemli öğesi hiç kuşkusuz ki ses. Dolayısıyla pazarlama aşamasında da ses en önemli materyalimiz olacak. Programınızın tanıtımı için yayınınızdan bir ses aralığı kesip Headliner gibi web üzerinden kullanılan uygulamalarla kolayca sesli tanıtımlar yaratabilirsiniz. Örnek tanıtımlar için instagram.com/medyapod adresini ziyaret edebilirsiniz.