Gazetecilikteki bu uzmanlık alanının Türkiye’deki geçmişi eski değil. Haber merkezlerinde adlî olayların takip edilmesi için 1980’lerden itibaren “polis-adliye muhabirliği” alanı oluşturuldu. Bu alanda çalışan muhabirler sokakta yaşanan olayları da takip eder, dava da izlerdi. Ancak 1990’lara geldiğimizde medya alanındaki mecraların çeşitlenmesi ve yargı alanındaki gelişmeler bu alanı ikiye ayırdı. Hatta adliye muhabirleri dava ve soruşturma takibi yapmasının ötesinde yüksek yargıda da (Yargıtay, Anayasa Mahkemesi vs.) uzmanlaştı.
Mahkeme salonları, 1990’larda televizyon kameralarına açıktı. Halil Bezmen davasında rüşvetle ilgili sarfedilen sözler bu sayede hâlâ akıllarda. Ancak 2000’li yılların başında Ceza Muhakemesi Kanunu ile adliyelerde fotoğraf makinesi yasaklandı. O dönem Hürriyet gazetesi muhabiri Nurettin Kurt, idare mahkemesine başvurarak yürütmenin durdurulmasını sağladı. Bu karar üzerine mahkeme salonlarında kayıt almak hâkimlerin inisiyatifine bırakıldı. Günümüzde duruşma salonlarında sesli veya görüntülü kayıt almak kanunen yasak olduğu için atmosferi yansıtma görevi de mahkeme çizerlerine ve muhabirlere kaldı.
Adliye muhabirleri özellikle son 10 yılda en çok hükümete karşı işlendiği iddia edilen suçlarla ilgili davaları takip etti. 15 Temmuz darbe girişimi, Ergenekon ve Balyoz davaları bunlara örnek olarak gösterilebilir. Bu tür majör dosyaların yanı sıra ifade ve basın özgürlüğü davaları da adliye muhabirlerinin yoğun mesai yaptığı davalar arasındaydı. Cumhuriyet, Özgür Gündem ve Sözcü gazetesi davaları yayın politikasının suçlama haline getirildiği davalardı. Bunlara ek olarak çeşitli gazetelerden muhabirlerin ve yazarların torba davalarda yargılandığı davalar da ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin davalar arasında yer aldı. Kadına yönelik şiddet ve transfobik/homofobik şiddet davaları ile iş cinayetleri davaları da muhabirlerin daima “radarında” olan davalardı.
Yargı muhabirleri ya da adliye muhabirlerinin işi yalnızca dava takip etmekle sınırlı değil. Bunun yanında hukuk alanındaki gelişmeleri, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği kararları ve yargıdaki önemli isimleri de takip etmek mesailerinin önemli bir parçası.
Yargı muhabirinin temel hukuk kurallarını ve yargı mekanizmasının işleyişini mutlaka bilmesi gerekir. Bu alanda haber hazırlanırken toplumsal cinsiyet odağından ayrılmaması, habere konu edilen kişilerin masumiyet karinesinin ihlal edilmemesi dikkat edilmesi gereken konulardır.