Covid-19 salgınıyla birlikte daha sık gündeme gelen sağlık haberciliği, belirli ilkeler temelinde gerçekleştirilen ve dünyada epey yaygın bir gazetecilik dalı. Sağlık haberciliği, bilim gazeteciliğinin altında yer aldığı için bünyesinde haber ve bilgiyi bir arada bulunduruyor.
Sağlık haberciliğinin kesin bir tanımı yok, ama temelde insan sağlığı ve yaşam kalitesini ilgilendiren habercilik faaliyetlerini kapsıyor. Sağlık haberciliği yapanların birinci önceliği anlaşılması güç ve karmaşık akademik bilgileri süzerek sade bir dille okuyucuya anlatmak. Yani sağlık haberciği alanında çalışan gazeteciler, tıbbi bilgi ve gelişmeleri kamuoyuna doğru şekilde aktarırken kamunun sağlık okuryazarlığı seviyesini de artırmayı hedefliyorlar. Örneğin yeni tedavi yöntemleri, aşı planları, sağlık taramaları gibi bilgiye dayalı gelişmeler kamuoyuna sağlık habercileri tarafından aktarılır. Bunun dışında, sağlık sistemine ilişkin gerek idari gerekse toplumsal sorunlar da sağlık habercilerinin çalışma alanına girer. Sağlık habercileri toplum sağlığını ilgilendiren iddialarla da yakından ilgilenir.
ABD merkezli Sağlık Habercileri Derneği (Association of Health Care Journalism), sağlık habercilerinin medya çalışanlarında sağlık okuryazarlığı farkındalığı yaratma görevi olduğunu belirtiyor. Ayrıca, sağlık haberciliğinde tarafsızlık ve güvenilirlik ilkelerinin altını çiziyor.
Sağlık üzerine haber yapmanın sorumlulukları
İnternet kullanımı gündelik hayatımızın bir parçası haline geldiğinden beri merak ettiğimiz birçok konu hakkında arama motorlarına başvuruyoruz. Şubat 2020 itibariyle Türkiye’de 18 yaş üstü internet kullanıcılarının yüzde 58’i haber kaynağı olarak doğrudan sosyal medya platformlarını kullanıyor. Özellikle 18-24 yaş arası kullanıcılar, internet siteleri ve uygulamalardan uzaklaşırken, haberlere daha çok sosyal medya üzerinden ulaşıyor.
Elbette insanların sağlık bilgisine erişimi de dünyadaki dijital dönüşümden etkileniyor; herhangi bir sağlık bilgisine erişirken interneti kullanan insanların sayısı günden güne artıyor. İnternet kullanıcıları sağlık ile ilgili bir bilgi almak istediğinde arama motoruna ilaç adı, hastalık ya da semptomu yazarak aratabiliyor. Bu bilinçli bilgi edinme davranışı dışında da kullanıcılar, sosyal medya platformlarında farkında olmadan birçok sağlık bilgisi tüketiyor. Sağlık bilgisinin internetten araştırılması yanlış değil. Ancak internette güvenilir kaynakların eksikliği, doğrulanmamış iddiaların ve çıkar çatışmalarının yaygın olması halk sağlığını tehdit ediyor.
Sağlık alanındaki yanlış ya da eksik bilgi tüketimi hayatımızı önemli boyutlarda etkiliyor. Dijital okuryazarlık alanında çalışmalar yürüten Data Detox Kit oluşumu tarafından yapılan bir çalışmaya göre, hiciv ya da parodi gibi kafa karıştıran, ama zarar vermeyen yanlış bilgiler, daha az zarar verme potansiyeline sahip. Dolandırıcılık girişimleri, yanıltıcı tavsiyeler veya aldatıcı şakalar gibi kişiyi strese sokan ya da insanlarda sahte bir korunma hissi yaratabilen, hatta bazen para harcamaya neden olabilen yanlış bilgiler orta derecede zarar veriyor. Komplo teorilerinin de dahil olduğu mucizevi tedavi yöntemleri vaatleri gibi uzun vadeli, ciddi fiziksel veya psikolojik hasara sebep olabilecek yanlış bilgiler ise yüksek zarar verme riski taşıyor.
Sağlık bilgisi edinme alışkanlıkları dijitalleşirken, sağlık haberciliğinin önemi de katlanıyor. Çünkü düşük ya da yüksek derecede zararlı bu yanlış bilgiler, giderek daha kolay üretilebiliyor ve hızla yayılabiliyorlar. Oysa internette sağlık alanında uzmanlaşmış gazeteciler tarafından hazırlanan haberlerin sayısının artması, doğru ve güvenilir sağlık bilgisine erişimi kolaylaştıracaktır.
Sağlık herkesi yakından ilgilendirdiği için, sağlık haberciliği sorumluluk gerektiren bir pratik. Hatta gazetecilikte, toplumda yaşayan her bireye doğrudan bu denli tesir eden başka bir alan daha olmayabilir. Limon kürünün zayıflamaya yardımcı olduğu, ya da sarımsak yemenin bağışıklığı güçlendirdiği gibi kulaktan dolma ve şüpheli bilgilerden çok daha fazlası, sağlık haberciliğinin konusu olabilir. Bunun için güvenilir kaynaklara danışmak, verilerden yararlanmak ve delillerin kalitesinden emin olmak şart.
Kamu sağlığı ve medya üzerine çalışmalar yürüten duayen akademisyen Lawrence Wallack, bu durumu paradoksal olarak şu sözlerle tanımlıyor: “Medya, hem sorunun hem de çözümün bir parçası.”
Sağlık haberciliği doğrudan sağlığı etkileme potansiyeline sahip. Birçok insanın izlediği ya da okuduğu haberlerde aktarılabilecek yanlış, eksik ya da şüpheli bilgilendirme kişilerin sağlığını, hatta hayatını tehdit edebilir. Aynı zamanda bazı hastalıkların gerektiği kadar ciddiyetle ele alınmaması insanların güvenlik hissi geliştirmesine neden olabilirken, aksine salgın hastalıkların gereğinden fazla korku ifadeleriyle abartılarak aktarılması, toplumda aşırı davranışlara yol açabilir. Bu yüzden, kamu sağlığını ilgilendiren ve tıbbi bilgi gerektiren haberler yaparken, bu alanda yetkinlik kazanılarak somut ilke ve metotlar benimsemek elzem. Yani sağlık haberciliği özensizce yapılacak bir iş değil. Güvenilir kaynaklara ulaşmak ya da bir makaleyi okuyup anlamak bazen saatler alabilir. Sağlık gazeteciliğinde hıza öncelik verilmemeli.
Gazeteciliğin temel unsurlarından biri olan çıkar çatışması meselesi, sağlık haberciliği için ayrı bir öneme sahip. Sağlık habercisi, bilginin kaynağını sorgulamalı kamu yararına olduğundan emin olmalı. Özel sektörün müdahalesine hayli açık bu alan, gazeteciler kaynakları incelemediği ve doğru referanslara yer vermediği halde faydadan çok zarar getirebilir.
Özetle güvenilirlik, doğru bilgi aktarma ve uzmanlaşma sağlık haberciliğinin temelini oluşturuyor. Bu alanda çalışmak isteyen gazetecilerin de, gerçeği yansıtma ve toplumu doğru bilgilendirme motivasyonuyla çalışmaları gerekiyor.
Türkiye’de ise sağlık haberciliği gelişmiş bir altyapıya sahip değil. Dijital dünyada hızlı içerik sağlamak için ucuz emeğin tercih edilmesi başta olmak üzere, çeşitli sebeplerle gazetecilerin uzmanlaşması pek mümkün olmuyor. Anaakım ve alternatif medyada sağlık habercilerinin yetişememesi, gazetecilik etiği ihlallerine ve yanlış bilgi akışının artmasına sebep oluyor.
Ayrıca sağlık haberciliği, iletişim fakültelerinde dersleri verilen ve akademik olarak geliştirilen bir alan. Türkiye’de sağlık iletişimi dersleri lisans eğitiminde ve lisansüstü eğitim olarak veriliyor. Verilen eğitimlerin ve sağlık haberciliği pratiklerinin yaygınlaşmasını umuyoruz.