Gazeteci en başta halka karşı sorumludur. Ancak bu sorumluluk, sadece saklananı, görülmeyeni anlatmakla bitmez.
Hak odaklı bakışta gazeteci ayrıca dezavantajlı gruplara, engellilere, çocuklara, kadınlara, LGBTİ+ bireylere, azınlıklara yani hakları ihlal edilen herkese karşı da sorumludur.
Gazetecinin görevi, sadece gündemde olanla ilgili açıklamaları yansıtmaktan ibaret değil. 5N1K’nın ötesinde doğru ve kamu yararı içeren bilgiyi halka sunmak da bir zorunluluktur. Bunun için de şu noktalara dikkat etmek gerekir:
> Tanımları doğru yapmak: Bir askerî harekatla ilgili haberde “işgal” ya da “savaş” kelimelerini kullanmak, haberin neredeyse tüm bakış açısını belirler.
Örneğin “Irak savaşı” veya “Irak işgali” ifadelerinden hangisini seçtiğiniz, haberin sonrası için de belirleyici olacaktır. Devamında can kayıpları, gelişmelerin çevre ülkelere, dünya politikasına etkisi, mülteciler ve sahada bulunan örgütlerle ilgili tüm haberler bu benimseyeceğiniz bakış açısıyla şekillenecektir.
> Bilgi: Bu bakış açısını doğru kurmak için gazetecinin sorumluluğu gereği, haberi yazmadan önce tarih, dünya politikası, ekonomik dengeler, gelişmeler yaşandığı bölgeye dair insanî ve toplumsal koşullarla ilgili asgari bilgiye sahip olması gerekir.
> Gerçekler: Genel bir bilgiye sahip olmanın yanı sıra gazeteci, örneğin işgal veya savaş diye bir tanımlama yapmadan önce, askerî harekatın detaylarından, Irak devletinin ekonomisine ve yöneticilerine varana kadar, sayısal bilgiler de dahil olmak üzere, tüm gerçekleri doğru kaynaklardan edinmelidir.
Bir başka örnek verelim: Bir sel haberi yapmadan önce sadece can ve mal kaybını öğrenmek yetmez. İklim krizinin sele etkisi, selin tarıma ve topluma gelecekteki olası etkileri gibi bilgileri de gerekirse uzmanlarına sorarak öğrenmelidir.
Muhalif olma kaygısıyla, haberde hatalı bilgi verme tuzağına düşmemek de gazetecinin sorumluluğundadır. Gazeteci, siyasi kaygılarından önce gerçeklere bağlı kalmak zorundadır.
> Dil: Gerçekleri sadece olduğu gibi aktarmak yeterli değil. Bunu yaparken kullanılan dil de en az gerçeğin kendisi kadar önemli.
Habere başlarken temel tanımları yapmak yetmez. Cinsiyetçi, çatışma veya savaş kışkırtıcısı, azınlıklara karşı düşmanlık yaratabilecek bir dilden mutlaka kaçınmak gerekir.
Bu kuralların belki de en başında çocuğun üstün yararını gözetmek gelir. Yapılan tüm haberlerde çocukların adını veya fotoğrafını kullanmamak veya savcılık ifadelerini yayınlamamak gibi, çocuğun kimliğini belli edecek ve özel hayatında dışlanmasına, zorluk yaşamasına sebep olacak ifadelerden kaçınmak zorunludur.
Bu kurallara çarpıcı bir örnek olarak, Temmuz 2021’de Meclis’te kabul edilen Hayvanları Koruma Kanunu’yla ilgili çıkan haberleri verebiliriz. İki zıt bakış açısıyla yapılan haberler, tek bir konu üzerine birbirinden ayrı uçlarda haber yazılabileceğini gösteriyor.
Aşağıdaki ilk haberde yasa, “müjde” olarak duyurup sadece olumlu yönleri öne çıkarılarak verilirken, hayvan hakları savunucularının yasaya neden tepki gösterdiği, yasanın gerçekte neler getirdiği diğer iki haberde anlatılıyor. İlk haberde haber sadece yasayı yapanların açıklamalarına dayanıyor. Oysa diğer haberlerde yasayı hak savunucuları ve uzmanlar yorumluyor.
Haber 1:
Haber 2:
Haber 3: