Görseller haberin önemli öğelerinden ve tamamlayıcılarından biri. Öyle ki çoğu zaman yazılı metindense haberde kullanılan fotoğrafın veya resmin okuyucudaki etkisi çok daha fazla olabiliyor. Ayrıca, bir haberin tıklanması için de görsel seçimi oldukça önemli. Sonuçta günlük haber yığınında, hepsini okuyacak zaman bulamadığımız için bir ön eleme yapıyoruz. Bu da çoğunlukla haberin başlığına ve görseline bakarak oluyor.
Peki, iklim haberleri dediğimizde aklımıza ilk olarak hangi görsel geliyor? Bu soruya verilen cevap çoğunlukla son kalan buzul parçasına tutunmuş bir kutup ayısı görseli. Bu fotoğrafla karşılaşmayanımız yoktur. Bunun en önemli sebebi yıllar boyunca iklim değişikliği ile ilgili haberlerde bu tarz görsellerin tercih edilmesi. Evet, gerçekten de etkileyici bir görsel ve bakınca insanın içini bir hüzün kaplıyor. Ancak bu vermek istediğimiz mesaj açısından yeterli mi? Maalesef hayır.

1) Kriz sadece kutuplarda değil günlük hayatımızda
İnsanların sebep olduğu iklim krizinin en büyük etkisi kutuplarda görülüyor. Gerçekten de buzullar eşi benzeri görülmemiş bir hızda eriyor. Ayrıca, beyaz renk güneşten normalde gelen güneş ışınlarını geri yansıtırken, eridiğinde geride bıraktığı koyu lacivert sular her geçen gün daha fazla ışının emilmesine sebep oluyor. Bu da ısınma hızının katlanarak artmasına ve iklim krizini hızlanmasına… Bu açıdan bakarsak, haberde kutup ayısı görsellerinin kullanılması oldukça mantıklı geliyor.
Burada sorun yaratan nokta bizim iklim krizine dikkat çekmek isterken aslında insanların kavramdan gittikçe yabancılaşmasına sebep olmamız. Zira biliyoruz ki iklim krizinin etkileri yalnızca kutuplarda görülmüyor. İklim krizi düzensiz yağış rejimleri, kuraklık, aşırı sıcaklar, her yıl daha çok artan sellerden tutun göçlere kadar insanların günlük yaşamını doğrudan etkileyen birçok olaya sebep oluyor. Ancak biz kutup ve buzul imgelerine gömüldükçe, haber metninde ne söylersek söyleyelim insanlar iklim krizini bulunduğumuz yerden çok uzaklarda kendi kendine olup biten bir sorun olarak algılıyor.
İklim krizine bir çözüm bulmak istiyorsak, standart düşünme kalıplarını kırmamız gerekiyor. Artık kutup ayıları şehre iniyor, yiyecek bulmak için çöpleri karıştırıyor. Onlar da aynı iklim krizi gibi kutuplarda değil, hayatımızın içinde.
2) İklim krizi neye sebep oluyor?
Birçok raporu, makaleyi, açıklamayı haberleştiriyoruz. Ancak her zaman olay yerinden konuya uygun bir fotoğraf çekme imkânımız olmuyor. Çoğu zaman stok görseller imdadımıza yetişiyor. Stok görsellere mahkûm olmak illa kutup ayısı ve buzul görseli kullanacağız anlamına gelmiyor tabii ki.
İklim değişikliğini anlatmak istiyorsak, bunun bir yolu da krizin yarattığı sonuçlara değinmek olabilir. Bu da maalesef, düşünüldüğü kadar zor değil. Her geçen gün hem yurt içinde hem yurt dışında krizin yarattığı yıkımlar arttıkça görsel olarak kullanılabilecek materyaller de artıyor. Hayatı felç eden seller ve yangınlar krizin sebep olduğu felaketlerden yalnızca ikisi.
a) Başakşehir vapuru kalktı mı?
Mesela, iklim krizinin en belirgin sonuçlarından birisi düzensizleşen yağış rejimleri ve her geçen gün daha fazla yaşadığımız sel felaketi. 2018’de İstanbul’da art arda yaşanan sel felaketlerinde deniz ve karayolunu ayırt etmek imkânsız hale gelmişti.


b) Evimiz yanıyor
İklim krizinin bir başka sonucu ise artan orman yangınları. Her yıl rekor düzeyde sıcaklıklara tanık oluyoruz. Artan sıcaklıklar da özellikle yaz mevsimlerinde kontrol edilemeyen yangınlara sebep oluyor. Afrika’daki yangınlar, Amazonlar’daki yangınlar, Avustralya’yı ve ABD’nin Pasifik kıyısını sarıp haftalarca etkisini sürdüren ve büyük zorluklarla kontrol altına alınan yangınlar dünyanın gündeminden düşmedi.
Avustralya’daki yangından etkileyici birçok kare basında yer buldu. Yangından kaçan kangurular, itfaiye ekiplerinin su ve ilaç verdiği koalalar, dumandan zehirlenip ölen kuşlar… İnternette minik bir aramayla bu ve benzeri birçok fotoğraf karesine ulaşmak mümkün (fotoğrafların telif hakları bakımından kullanım şartlarına özen göstermek kaydıyla). Yangında toplamda 480 milyon hayvanın öldüğü tahmin ediliyor, asıl sayının ise yangınlar kontrol altına alındıktan sonra açıklanacağı söyleniyor. Bu yangınlardan çekilmiş kareler ise iklim krizinin hayatımızın ne kadar içinde olduğunu ve nelere mal olduğunu çok güzel anlatıyor. 16 yaşındaki iklim aktivisti Greta Thunberg’in de söylediği gibi: Evimiz yanıyor!

3) Bu kriz kimin eseri?
İklim haberlerinde bir diğer önemli nokta da krizin sorumlularına doğrudan işaret edebilmek demiştik. Bir başka deyişle, şu soruya cevap verebilmek gerekiyor: Bu kriz kimin eseri? Diş fırçalarken açık bıraktığımız sudan mı kaynaklanıyor, yoksa biliminsanlarının uyarılarına rağmen hâlâ sürdürülmeye çalışılan fosil yakıta dayalı ekonomiden mi? Doğalgaz, petrol ve kömür gibi fosil yakıtların çıkarılmasına veya kullanılmasına dair görseller, bu bağlantıyı kurmada haberin tamamlayıcı bir öğesi olarak imdadımıza yetişiyor.

4) Bildiğimiz dünya artık yok!
İklim değişikliği dediğimizde adı üstünde bir değişim ve dönüşümden bahsediyoruz. Endüstri öncesi döneme kıyasla şu anda atmosfer ortalama bir derece ısındı, bir buçuk dereceye doğru hızla ilerliyoruz. Şu anki iklim politikalarıyla iki derece kaçınılmaz duruyor. İklim çöküşüne sebep olan bu değişimi en güzel yine değişimi yakalayan görseller anlatabiliyor.
Mesela, İhlas Haber Ajansı tarafından yayımlanan aşağıdaki fotoğraf Yozgat’ta bulunan Gelingüllü Barajı’na ait. Tarım alanlarının sulanması için inşa edilen baraj, yağışların azalması sebebiyle kuruyunca ortaya da bu görsel çıkmış. Devlet Su İşleri’ne (DSİ) ait levhada “Suya girmek tehlikeli ve yasaktır” yazıyor. Ancak kuruyan baraj havzasındaki yolda su yerine araçlar ve yayalar var. Bir değişimi, eski bir tabeladan daha güzel ne anlatabilir?

Aşağıdaki fotoğraf ise Danimarkalı iklim bilimci Steffen Olsen tarafından yüksek hava sıcaklıkları nedeniyle Grönland’da iki milyar tonluk erime yaşandığı gün çekilmiş. Fotoğrafta, normalde buzda kızak çeken Sibirya kurtlarının bu sefer kızağı bileklerine kadar batmış suda çekmek zorunda kaldıkları görülüyor. Fotoğraf hem bu değişimi göstermesi açısından hem de verdiği mesaj açısından oldukça başarılı: Artık o bildiğimiz dünya yok!

5) Eylemlere katılın
Birçok ülkede çocuklar ve yetişkinler iklim krizine karşı harekete geçilmesi ve iklim adaleti talebiyle sokakları doldurmaya başladı. Eylemlere haberde geniş yer vermek, politikacıları harekete geçirmek için gerekli kamuoyunu oluşturma çabasının bir parçası. Gazeteciler için ise eylemlerde bulunmanın bir faydası daha var: İlerideki haberlerinde kullanabilecekleri bir görsel havuzu oluşturmak.

Bazen pankartta yazan bir slogan haberin anlatmak istediği her şeyi özetleyecek güçte olabilir. O yüzden eylemlerde yalnızca o günün haberi için değil gelecekte bu mesajın etkili bir şekilde nasıl kullanılacağını düşünerek bol bol fotoğraf çekerek veya çekilen fotoğrafları toplayarak kendi arşivinizi oluşturabilirsiniz.

İklim hareketi çocukların okul grevleriyle beraber yepyeni bir evreye girdi. Çocukların, eylemlerin düzenleyicileri olarak en ön safta yerlerini almaları gazetecilere verilen sorumluluğu iki katına çıkarıyor. Bir yandan onlara çocukların ve gençlerin sosyal ve politik bir aktör olarak gösterilmeleri, taleplerinin duyurulması sorumluluğu verirken, beri yandan da çocukların bulunduğu görselleri seçerken daha dikkatli olmalarını gerektiriyor.
18 yaşının altındaki çocukların görsellerini kullanırken ileride onlar için sorun oluşturabilecek fotoğraflardan kaçınmak, yüzlerinin net bir şekilde görülmediği fotoğrafları seçmek, fotoğrafları yayınlamadan önce ailelerinden ve çocuklardan onay almak ve fotoğrafın kullanılabileceği yerler hakkında onları bilgilendirmek yapılabileceklerden birkaçı.
