Gazetecilerin en çok yaptığı yanlışlardan birisi haberlerde iklim değişikliği konusuna yalnızca konuyla doğrudan ilişkili bilimsel raporlar üzerinden yer vermek. Halbuki biliyoruz ki iklim krizi hayatımızın içinde ve birçok etkisini aslında şu anda yaşıyoruz. Haliyle bunu okuyuculara göstermek gerekiyor.
Gazetelerde fırtına, sel, kasırga, orman yangınları gibi haberlere sıklıkla rastlıyoruz, ancak çok azında bu felaketlerin iklim değişikliğiyle ilişkisi ortaya konuyor. Bunun en büyük sebebi aslında gazetecilerin de nelerin iklim kriziyle bağlantılı olup olmadığını bilmemeleri.
Yazdığımız bu felaket haberlerinde iklim değişikliğinin etkisini göstermek hem haberin içeriğini zenginleştirecek hem de toplumun, iklim krizinin ne kadar hayatımızın içinde olduğunu fark etmesini sağlayacaktır. Üstelik, bunu çoğu zaman habere yalnızca bir cümle ekleyerek bile yapmak mümkün. Peki, hangi olaylar iklim afetleri arasında değerlendirilebilir?
1) Sıcak dalgaları ve rekor sıcaklıklar
Artan sera gazı emisyonlarına bağlı iklim değişikliğinin belki de en göze çarpan sonuçlarından biri tanık olduğumuz rekor sıcaklıklar. Dünyanın dört bir yanında, hatta dünya genelinde aylık veya yıllık sıcaklık rekorları kırılıyor. Daha önce nadiren duyduğumuz “mevsim normalleri üzerinde” ifadesi artık hayatımızın bir parçası.
Dünya Meteoroloji Örgütü, 2019 yılı sonu itibarıyla geçen 10 yılın dünya tarihinin en sıcak 10 yılı olduğunu açıkladı. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosferik İdaresi (NOAA) ise 2019’un kayıtların tutulduğu 140 yıl içerisinde kaydedilen en sıcak ikinci yıl olduğunu belirtti. 2019’da dünyanın ortalama sıcaklığı 20. yüzyıl verilerine göre 0.95 santigrat artış gösterdi.
Örnek haber | Küresel ısınma: Geçtiğimiz 10 yıl tarihin en sıcak 10 yılı oldu
Benzer şekilde, küresel ısıtma sebebiyle Türkiye’de gözlemlenen sıcak hava dalgalarının yoğunluğu ve sıklığı artış gösteriyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü Araştırma Dairesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre 1971 ile 2016 yılları arasında sıcak dalgası sayısının arttığı ortaya konuluyor.
Çalışmada iklim krizine yol açan sera gazı emisyonlarının şu anda olduğu gibi artarak devam ettiği senaryoda sıcak dalgası sayısının yılda ortalama 78 gün artması beklendiği belirtiliyor.
İstanbul Politikalar Merkezi kıdemli uzmanı ve Yeşil Gazete yazarı Ümit Şahin, sıcak dalgaları haberleştirilirken gazetelerin “Afrika sıcakları geliyor” gibi başlıklar kullanmasını eleştiriyor ve bunun insanların sıcak dalgasının iklim kriziyle ilişkisini görmezden gelmesine sebep olduğunu savunuyor.
Örnek haber | Şahin: Sıcak hava dalgaları bu yıl iklim krizi sebebiyle erken geliyor
Haber örneklerinde görüldüğü gibi çeşitli araştırmalardan yararlanarak, konuyla ilgili bir uzmanın görüşü alınarak, haber içerisinde veya başlıkta iklim krizine atıfta bulunarak bu konudaki haberleri işlemek pekâlâ mümkün.
Ayrıca yüksek sıcaklıkların nelere yol açtığına haber içinde yer vermek haberi zenginleştirmeye de katkı sağlayacaktır. Örneğin yüksek sıcaklıklar özellikle kronik hastalığı olan insanlarda hayatî tehlikeye yol açabildiği gibi kuraklık, orman yangınları gibi birçok felaketi tetikleyebiliyor.
Bazı haber kaynakları: NOAA, NASA, Berkeley Earth, gözlemevleri, meteoroloji enstitüleri / büroları / laboratuvarı, Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (UOAD).
2) Kuraklık
Kuraklığın tek sebebi iklim değişikliği değil. Yanlış sulama uygulamaları, akarsu yataklarının değiştirilmesi, yanlış planlanan su altyapıları, aşırı yeraltı suyu kullanımı, nehirlerdeki suyun barajlarda depolanması ve kirlilik gibi birçok sebep göllerin, nehirlerin ve su havzalarının kurumasına neden olabiliyor.
Ancak şu da biliniyor ki küresel çapta artan sıcaklıklar, kuraklık riskini körüklüyor. Artan sera gazı emisyonları sıcaklıkların yükselmesine, yükselen sıcaklıklar da suların buharlaşmasına sebep oluyor. Benzer şekilde kuraklık sadece sulak alanlarda değil, karasal alanda da etkili olabiliyor.
Haberlerde hem bu sebepleri ön plana çıkarmak hem de kuraklığın insanlar ve doğa üzerindeki etkisini göstermek, konuyu farklı boyutlarıyla ele almaya yardımcı olabilir. Ayrıca aşağıdaki haber örneğindeki gibi kuraklığa karşı başlatılan projelere değinerek, bu konuda çalışan sivil toplum örgütlerine ve aktivistlere söz hakkı tanıyarak soruna dikkat çekmenin yanı sıra çözüm yollarının tartışılması sağlanabilir.
Örnek haber | Göller Yöresi’nde 35 göl kurudu!
Kuraklığın yol açtığı sorunlara değinirken geniş bir pencereden bakmak mümkün. Çünkü susuzluk yaşamın neredeyse tamamını etkiliyor. Tarımsal üretimin ve biyolojik çeşitliliğin azalmasından, insanların ve hayvanların – hatta kimi zaman bitkilerin – bulundukları yerden göç etmesine kadar birçok soruna yol açabiliyor.
Aşağıdaki haber örneğinde Hindistan’daki kuraklık meydana gelen çiftçi intiharlarıyla ilişkilendirilerek anlatılıyor. Üstelik, kuraklığın sebepleri açıklanırken iklim krizinin etkisine de yer veriliyor.
Bazı haber kaynakları: Tarım Bakanlığı, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Su ve Kanalizasyon İdareleri, IMO, bilimsel dergiler, Nasa, üniversiteler, araştırma merkezleri, Greenpeace, WWF, Türkiye Ziraat Odaları Birliği.
3) Fırtınalar
İklim krizi haberciliği yaparken en çok karşılaştığımız tepkilerden birisi şu: “Bunlar zaten hep yaşanıyordu.” Şu anda inceleyeceğimiz kategori tam da bu duruma örnek oluşturuyor.
Önce biraz terimleri tanıyalım: Atmosferde alçak basınç çevresinde hızla dönen rüzgârların oluşturduğu kuvvetli fırtınalar “siklon” olarak adlandırılıyor. Siklonlar güney yarımkürede saat yönünde, kuzey yarımkürede saat yönünün tersinde dönüyor.
Siklonlar oluştuğu bölgelere göre farklı isimler alıyor. Kuzey Atlantik’te, Kuzey ve Kuzeydoğu Pasifik’te “kasırga” terimi kullanılıyor. Kuzeybatı Pasifik’teki aynı türden hava olayına ise “tayfun” deniliyor.
Hortumlar ise güçlü alçak basınç alanlarında hızlı bir şekilde kendi etrafında dönen rüzgârlar olarak tanımlanabilir. Türkiye’de kasırga ve tayfundan ziyade hortum ile karşılaşıyoruz.
“Fırtına” dediğimiz kavram ise genellikle kuvvetli rüzgârları tanımlamak için kullanılıyor ancak kum fırtınası, toz fırtınası gibi Türkiye’de gördüğümüz farklı biçimleri bulunuyor. Kuvvetli rüzgârı tanımladığından ötürü “fırtına” bir şemsiye terim olarak diğer türleri anlatmak için de kullanılabiliyor.
Peki, bu hava olayları geçmişte yaşanmıyor muydu? Elbette yaşanıyordu. Ancak yapılan araştırmalar iklim değişikliğine bağlı yükselen okyanus sıcaklıklarının kasırgaların ve tayfunların gücünü ve sayısını arttırdığını söylüyor. Hâl böyle olunca yaşanan bu olayların iklim kriziyle bağlantısını ortaya koymak yine gazetecilere düşüyor.
İklim krizinin birçok sonucunda olduğu gibi, fırtınalar toplumun bütün kesimlerini veya bütün ülkeleri aynı düzeyde etkilemiyor. Bu da bizi “iklim adaletsizliği” diye adlandırdığımız kavrama götürüyor. Örnek haberdeki gibi Türkiye’de gerçekleşen bir hortumda mevsimlik tarım işçisi olan 13 yaşındaki Berivan Karakeçili’nin ölmesi veya Honduras Devlet Başkanı’nın Iota Kasırgası’nın ardından yaptığı bir açıklamada kullandığı “İklim değişikliğine Orta Amerika sebep olmuyor ama gene de en çok biz etkileniyoruz” sözlerindeki olgu bir tesadüf değil.
Örnek haber | Iota Kasırgası’nda yaşamını yitirenlerin sayısı 40’a yükseldi
Bazı haber kaynakları: NOAA, NASA, Berkeley Earth, gözlemevleri, meteoroloji enstitüleri / büroları / laboratuvarı / bölge müdürlükleri, Greenpeace, yerel yönetimler, üniversiteler, acil durum idareleri.
4) Seller
Anlık ve şiddetli yağışlar sonrası meydana gelen sel felaketlerini de iklim felaketleri arasında saymak mümkün. Ancak sellerin doğrudan iklim krizinin bir sonucu olmadığını hatırlatmakta fayda var.
Yağış rejimlerinde yaşanan iklim krizinden kaynaklı dengesizlikler sel felaketlerinin önünü açabiliyor, sıklığını ve etkisini arttırabiliyor. Fakat bu felaketlerin arkasında, şehrin altyapısının durumundan dere yataklarında yapılaşmaya varan birçok sebep yatıyor. Türkiye’de iklim krizinin etkileri çarpık kentleşmeyle birleşince her geçen yıl daha fazla sel felaketi meydana geliyor.
Seller toprak kayması, yolların çökmesi, elektrik kesintileri, insanların sele kapılarak veya yıkılan binaların enkazları altında ölmesi, evlerinde mahsur kalması gibi birçok sorunu beraberinde getiriyor. Aşağıdaki haber örneği bir selin ne kadar yıkıcı bir boyuta ulaşabileceğini ortaya koyuyor.
Örnek haber | Hindistan’da sel felaketi: En az 147 ölü, yüz binlerce tahliye
Bazı haber kaynakları: Meteoroloji enstitüleri / büroları / laboratuvarı / bölge müdürlükleri, Greenpeace, yerel yönetimler, üniversiteler, acil durum idareleri, yardım kuruluşları.
5) Orman yangınları
Kurak geçen bir kış, erken başlayan bahar ve susuz bir toprak ile birlikte ağaçlar orman yangınları için adeta bir çıra haline geliyor. Orman yangınlarının birçoğu kontrolsüz yakılan bir ateş sonucu, anız yakımı esnasında, arazi açarken ya da askerî operasyonlar gibi insanlar tarafından yapılan müdahaleler nedeniyle başlıyor. Ancak iklim değişikliğinin ve artan sıcaklıkların etkisiyle bu yangınlar daha sık meydana gelebiliyor ve yayılma alanları çok daha genişliyor.
Meydana gelen yangınlar iklim krizinden sadece insanların değil, gezegeni paylaştığımız bütün canlıların etkilendiğini bize bir kez daha hatırlatıyor. Haberlerde insan odaklı yaklaşımın dışına çıkmak için yangınların iklim krizi habercilerine bir zemin sunduğunu söyleyebiliriz.
Örnek haber | Avustralya’daki dev yangınlar 3 milyar hayvanı etkiledi
6) Editörün not defteri
> Felaketlerin iklim kriziyle ilişkisine dair bilgilendirici bir bölüm ekleyin. Bu birkaç paragraftan oluşan ve güncel araştırmalara referans veren bir bölüm olabileceği gibi, başlıkta geçen bir ifade veya haber içerisine sıkıştırılmış bir cümleden de ibaret olabilir.
> Her haberde bu araştırmayı tekrar tekrar yapmak istemiyorsanız, kendinize boş vakit bulduğunuzda veya gündem çok yoğun olmadığında her haberde kullanılabilecek bir içerik oluşturabilirsiniz. Böylece sıkışık olduğunuz anlarda önceden hazırladığınız bu bilgilerden faydalanabilirsiniz.
> Eğer felaketin iklim kriziyle ilişkisi olup olmadığını bilmiyorsanız, o zaman konuyla ilgili bir uzman görüşüne başvurabilirsiniz.
> İklim krizinin yanı sıra bu felaketi tetikleyen başka unsurlar varsa, bunlara da yer verin. Mesela kuraklığın iklim krizinin yanı sıra yanlış sulama uygulamalarıyla nasıl ilişkili olduğunu haberinizde işleyebilirsiniz..
> Felaketlerin insanlar üzerindeki etkilerini gösterin. Felakete tanık olan insanların hikâyelerine yer vermek okuyucuyla kurulan bağı geliştirecektir.
> Felaketlerin gezegeni paylaştığımız diğer canlılar üzerindeki etkisini gösterin. Böylece insan odaklı bir yaklaşım yerine daha eşitlikçi haberler hazırlamak mümkün olacaktır.
> Toplumun farklı kesimlerinin veya farklı gelişmişlik seviyesindeki ülkelerin iklim felaketlerinden orantısız biçimde etkilenmesi üzerinden “iklim adaleti” kavramını işleyebilirsiniz.