Görsel olarak yayınlanacak söyleşiler için gereken ekipmanlar kurumun imkân ve standartlarına göre çeşitlilik gösteriyor. Mikrofon ve kameradan başlayıp ışık yansıtıcı, tripod, lens, yaka mikrofonunu içeren ve canlı yayın aracına uzayan bir ekipman listesi var. Ancak akıllı telefon da aranılanları minimumun ötesinde sağlayabiliyor. İsviçre’de yayın yapan yerel televizyon kanalı Léman Bleu’nün kameralarını iPhone’la değiştirmesi bunun iyi bir kanıtı.1 Bu noktada gazetecinin yanında nelerin olması gerektiğinin belirleyicisi çalışılan kurum. Kendisine sağlanan imkânlar büyüdükçe söyleşiciye yoldaşlık eden çalışma arkadaşları da çoğaldığından, gazetecinin ekipman sorumluluğu azalır.
Yazılı yayımlanacak bir söyleşiye giden bir gazeteciye çoğu zaman çalıştığı kurumun görevlendirdiği bir fotoğrafçı eşlik etse de söyleşi esnasında kullanılacak ekipmandan kendisi sorumludur. Bu listenin başında söyleşiciliğin sembolü olan kayıt cihazı gelir. Cihaz, zamanla söyleşicinin adeta bir uzantısı haline geldiği için bu kulvarda kalmaya niyetli bir gazeteci elektronik eşya satan perakende zincirlerinde çok tuzlu olmayan fiyatlarda satılan bu kayıt cihazlarından edinebilir. Düzenli olarak aynı cihazı kullandığında, cihaz gazetecinin gözünde sadece içinde kayıtlı olan söyleşiler nedeniyle değil, edinilen mesleki deneyimlerin sürekli tek tanığı olduğu için de kıymetlenir.
Kayıt cihazlarının her söyleşi öncesinde kontrol edilmesi gerekiyor. Pillerin doluluğu, hafızasında yeterli boşluk olup olmadığı, aksi takdirde içindekileri silmeden önce kayıtların bilgisayara kopyalandığından emin olunmalı. Deşifresi yapılmış olsa bile her söyleşinin orijinal ses kaydının bilgisayarda veya bir harici diskte muhafaza edilmesi şart. Söyleşiye giderken pilleri dolu gözükse de bayat pil ihtimaline karşı yedek bir çift çantada mutlaka bulunmalı.
Bir kayıt cihazına sahip olmanın faydalarına rağmen bu cihazlar olmazsa olmaz değil. Akıllı telefonlardaki ses kayıt uygulamaları da aynı işlevi görüyor. Tek sorun, telefonun kimi zaman kayıtları bilgisayara aktarırken kötü sürprizler yapması. Bir söyleşide kullanmadan önce telefondan aktarımların başarılı bir şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğinden emin olmak gerekiyor. Aksi takdirde gazeteci, deşifreyi telefonda zorlaşan durdurma ve oynatma imkânlarıyla yapmak zorunda kalabilir.
Telefon veya kayıt cihazı değişen ortamlara aynı uyumu sağlayamayabiliyor. Bu iki aleti birlikte çalıştırmak, kötü kayıt nedeniyle deşifre esnasında yaşanacak olası bir işkenceye karşı söyleşiciyi koruyan bir yöntem. Bu aletler dışında sıradan bir söyleşi esnasında gerekenler defter ve kalemle sınırlı.
Söyleşi yüz yüze yapılamıyor ve uzaktan gerçekleştirilecekse bu listeye Skype ve WhatsApp gibi uygulamaları da eklemek gerekiyor. Burada göz önünde bulundurulması faydalı iki detay var: İlki, gazetecinin söyleşi yapılacak uygulamadaki hesap ismi ve görselinde kişisel detaylar barındırmaması. Zira bunlar, söyleşi yapılacak kişinin gözünde mesafeyi bozabilir, dahası ona gazetecinin özel hayatına dair bilgi sunduğu için söyleşi süreci olumsuz etkilenebilir. İkinci detay da söyleşi konuğunun kullanılacak programa dair bilgi sahibi olması. Kimi konuklar bilgisayar veya daha genel olarak teknolojiyle kuvvetli bir ilişkiye sahip olmadıkları için söyleşi esasında kullanılacak programa sahip olmayabilir ve alternatif sunamayabilir. Konuğun bu programları bilgisayarına veya telefonuna indirdiğinden söyleşi başlamadan önce emin olmak, söyleşi için gazeteciye tanınan sınırlı zamandan yenmesini engelleyecektir. Bu uygulamalar kullanılırken sesi hoparlöre vermek ve kayıt cihazlarını aynı şekilde çalıştırmak unutulmamalı.